Miyopi
- Ana Sayfa
- Miyopi
Miyopi
MİYOPİ NEDİR?
Uzağı iyi görememek olarak da bilinen miyopi, göz önden arkaya doğru fazla uzadığında görülür. Gözün lensi, görüntüyü retinaya (gözün arkasında bulunan ışığa duyarlı doku) odaklamak yerine retinanın önüne odaklar. Miyop kişiler yakını net görebilirler ancak uzağı görmeleri zayıftır.
Normalde miyop kişiler kitap veya bilgisayar ekranı okuyacak kadar iyi görürler ama uzaktaki nesneleri görmekte güçlük çekerler. Miyopisi henüz teşhis edilmemiş kişiler, uzaktaki nesneleri net görebilmek çabası yüzünden başağrısı ve göz yorgunluğu (astenopi) sorunları yaşayabilirler.
Miyopinin diğer sebepleri, göz küresinin uzunluğuna göre korneanın (gözün en dış tabakası) eğiminin fazla olması veya lensin çok kalın olmasıdır.
Resim: Normal bir gözde ışık retinaya odaklanır. Miyopide göz fazla uzundur ve ışığı retinanın önüne odaklar.
GÖZ KÜRESİNİN ÇOK UZAMASININ SEBEPLERİ NELERDİR?
Bilim insanları, göz küresinin neden fazla uzadığı konusunda kesin bilgiye sahip değildir. 2013 yılında miyopi için 24 yeni genetik risk faktörü tanımlanmıştır. Bu genlerden bazıları sinir hücresinin işleviyle, metabolizmayla ve göz gelişimiyle ilgilidir. Tek başına her bir genin miyopi riski üzerindeki etkisi azdır ancak araştırmacıların bulgularına göre, miyopiye yatkın gen versiyonlarını daha fazla sayıda taşıyan kişilerde miyopi görülme riski on kata kadar artmaktadır.
Genetiğin miyopide rolü olmasına rağmen, A.B.D.’de ve bazı başka ülkelerde yapılan araştırmalarda miyopi görülme sıklığında son yıllarda meydana gelen dramatik artışın, dışarıda geçirilen zamanda azalma ve okuma, yazma ve bilgisayarda çalışma gibi yakın çalışmalara ayrılan zamanda artma gibi çevresel nedenlere işaret edilmektedir.
Bazı araştırmacılar, dışarıda daha çok vakit geçiren çocuklarda miyop olma olasılığının azaldığını bulmuşlardır. Araştırmacılar ayrıca dışarıda geçirilen zamanın, okuyarak geçirilen zamandan bağımsız olduğunu göstererek, dışarıda daha az zaman geçirmenin daha fazla yakın çalışma yapmak anlamına geldiğine dair varsayıma karşı kanıt sağlamışlardır.
Resim: Dejeneratif miyopiye bağlı “Traksiyonel Miyopik Makulopati"
Araştırmacılar dışarıda vakit geçirmenin neden miyopinin başlamasını önlemeye fayda sağladığı konusunda kesin bilgiye ulaşamamıştır. Bazı araştırmacılar, doğal güneş ışığının göz gelişimindeki önemini vurgularken, başka bazı araştırmacılar ise gözün normal gelişimi için uzaktaki nesnelere bakarak yeterince zaman geçirmek gerektiğini belirtmektedir. İlginçtir ki araştırma bulguları, miyopi bir kez başladıktan sonra dışarıda zaman geçirmenin miyopinin ilerlemesini yavaşlatmadığını göstermektedir.
YÜKSEK MİYOPİ NEDİR?
Geleneksel olarak, bir göz -6.0 diyoptri veya üstü lens düzeltme gerektiriyorsa yüksek miyop kabul edilir. Diyoptri lens kuvvetini ifade eden birimdir. Yüksek miyopide retina dekolmanı riski artar. Retina, gözün arkasında bulunan ve ışığa cevaben beyne sinyal gönderen dokudur. Bu doku kopmaya başladığında, sahip olduğu kan damarlarıyla retinaya oksijen ve besin sağlayan koroid isimli alttaki dokudan ayrılır.
Resim: Ameliyat öncesi dejeneratif miyopiye bağlı retina dekolmanı tedavi edilmiş
Yüksek miyopi ayrıca katarakt ve glokom riskini de arttırır. Katarakt göz lensinin bulutlanmasıdır. Glokom ise retinadan beyine sinyalleri taşıyan optik sinire zarar veren bir hastalık grubunun adıdır. Bu rahatsızlıkların her biri görme kaybına sebep olabilir.
Resim:Patolojik miyopi retina, koroid, vitreus ve sklerada hasara sebep olabilir.
PATOLOJİK MİYOPİ NEDİR?
Yüksek miyopili gözlerde bazen patolojik miyopi denilen (dejeneratif miyopi veya malign miyopi olarak da adlandırılır) ve gözün aşırı uzamasının retina, koroid, vitreus, sklera ve/veya optik sinirde (bkz. Şekil) değişime sebep olduğu bir durum meydana gelir. Vitreus, gözün merkezini dolduran jel benzeri maddedir. Sklera ise gözün dış beyaz kısmıdır.
Patolojik miyopi belirtileri ilk olarak çocuklukta görülür ve genellikle ergenlik ve yetişkinlik döneminde kötüleşir. Tedaviyle gözün uzaması yavaşlatılamaz ya da durdurulamaz ancak retina dekolmanı, makula ödemi (retinanın merkez kısmında sıvı birikmesi), koroid neovaskülarizasyonu (anormal kan damarı büyümesi) ve glokom gibi komplikasyonlar tedavi edilebilir.
MİYOPİNİN YAYGINLIĞI NEDİR?
Miyopi nüfusun yaklaşık yüzde 35’inde görülür. Yakın tarihli bir çalışmada, miyopi görülme sıklığının etnik kökene göre değişim gösterdiği bildirilmiştir. Doğu Asyalılarda en yüksek sıklık görülmekte olup 15 yaşta yüzde 69 oranına erişir. Afrika’daki zencilerde en düşük sıklık görülmekte olup 15 yaşta yüzde 5,5 oranındadır. Kentsel ortamdan gelen çocuklarda miyopi görülme ihtimali kırsal ortamdan gelen çocuklara oranla iki kattan fazladır.
Resim: Ameliyat sonrası
MİYOPİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Miyopi göz doktoru tarafından yapılacak kapsamlı bir göz muayenesi sonucu teşhis edilebilir. Bu muayeneye görme testi ve gözün ayrıntılı muayenesi dahildir. Mümkün olduğu sürece kapsamlı göz muayenesi, optik sinirin ve retinanın ayrıntılı incelenebilmesi için gözbebeklerinin iyice açılmasını sağlayan damlaların kullanılmasını da içermelidir.
MİYOPİ NASIL DÜZELTİLİR?
Miyopiyi tedavi etmenin en yaygın yöntemi, ışığı retinaya yeniden odaklayan düzeltici gözlük veya kontakt lens kullanımıdır. Kontakt lens kullanımı komplikasyona (örn. göz kuruluğu, kornea bozulması, immünolojik reaksiyon, enfeksiyon) neden olabilir ama gözlüklerin kullanışlı olmadığı bazı faaliyetlerde (örn. bazı sporlar) avantajlı olabilir. Göz doktorları foropter adı verilen bir cihaz kullanarak hastanın görmesini en iyi şekilde düzeltecek camları hızla belirleyebilirler. Ufak çocuklarda retinoskopi adı verilen bir teknik yoluyla gereken düzeltme tespit edilebilir. Sonuçlar reçete olarak yazılır.
Refraktif cerrahi, genellikle 20’li yaşların başında gözün optik kusuru sabitlendikten sonra bir seçenek haline gelir. Refraktif cerrahinin en yaygın biçimleri, lazer eşlikli yerinde keratomilöz (LASİK) ve fotorefraktif keratektomidir (PRK). Her ikisinde de retinaya ışığı daha iyi odaklamak amacıyla korneanın şekli değiştirilir.
LASİK yönteminde, korneanın iç tabakasından bir miktar doku çıkarılır. Bu amaçla, dış kornea yüzeyinin ince bir kısmı kesilerek arkaya katlanır ve iç korneaya ulaşılır. Korneaya yeniden biçim vermek üzere lazer yoluyla belirli bir miktarda doku alınır ve sonra açılan kapak (flap) tekrar yerine yerleştirilerek iyileşmesi beklenir. LASİK’le mümkün olan düzeltme, güvenli bir biçimde alınabilecek kornea dokusu miktarıyla sınırlıdır.
PRK yönteminde de korneadan bir doku tabakası alınır ama yüzey flapı yaratılmaz. Bunun yerine lazer işlemi öncesinde kornea yüzey hücreleri alınır. Bu nedenle PRK’nin iyileşme süreci daha uzundur çünkü yüzey hücrelerinin yeniden büyüyerek kornea yüzeyini kaplaması gerekir. LASİK cerrahisinde olduğu gibi PRK’de de düzeltme, güvenle kaldırılabilecek doku miktarıyla kısıtlıdır.
Yapılan bir çalışmada, LASİK işleminden sonra hastaların yüzde 28’inin göz kuruluğu belirtileri yaşadığı bildirilmiştir. Aynı çalışmaya göre, LASİK geçiren hastaların yüzde 40 kadarı, özellikle geceleri olmak üzere hayalet görüntü, yıldız patlaması, kamaşma ve haleler gibi yan etkileri tecrübe etmiştir. Yine de hastaların yüzde 1’den azı LASİK cerrahisi sonrası herhangi bir belirtiden ötürü normal faaliyetlerini gerçekleştirmekte güçlük yaşamıştır ve katılımcıların yüzde 95’i görmelerinden memnun olduklarını belirtmiştir.